Hipoglisemi Tedavisi
Hipoglisemi hangi durumlarda ortaya çıkar?
Hipoglisemi (glisemik indeks); titreme, terleme, halsizlik ve hafif düzeyde baygınlıkla ortaya çıkar. Sebebi, kandaki şeker oranının (kan şekerinin, glikozun) normalden düşük seviyede olmasıdır. Glikoz, tükettiğimiz besinler aracılığıyla ve pankreasın salgıladığı insülin hormonunun desteğiyle vücudumuza enerji sağlar. Vücudumuz glikozun fazlasını karaciğerde ve kaslarda depolar ve açken kullanır, bu şekilde kan şekeri stabil kalır. Hipoglisemi, çeşitli sebeplerle kan şekerinin stabil durumundan çıkıp düşmesidir.
İki tür hipoglisemi vardır.
Hipoglisemiyi, özellikle uzun süre aç kalma sebebiyle pek çok kişi yaşayabilir ama daha çok diyabet (şeker) hastalarında görülür. Buradan da anlaşılabileceği üzere hipoglisemi, diyabete bağlı olan ve olmayan (reaktif hipoglisemi) olmak üzere ikiye ayrılır.
Diyabetik hipoglisemi, diyabet hastası olup insülin veya diğer diyabet ilaçlarını gereğinden fazla kullananlarda, insülin veya diyabet ilacı aldıktan sonra az yemek yiyenlerde veya fazla egzersiz yapanlarda bir yan etki olarak gelişir.
Diyabete bağlı olmayan reaktif hipoglisemi ise genellikle aç kalmaya bağlıdır; yemek yedikten iki saat kadar sonra kandaki şeker seviyesi yükselir, ardından çok fazla düşer. Bu durum tüketilen besinlerin niteliğiyle olduğu kadar mide geçiş hızıyla da bağlantılıdır. Yoğun olarak alkol tüketmek, bazı ilaçlar, hormonal dengesizlikler, regl, bazı hastalıklar (hepatit, siroz, pankreas tümörü, hipofiz tümörü, yeme bozukluğu), çocuklarda büyüme hormonu eksikliği de reaktif hipoglisemiye neden olabilir.
Hipogliseminin belirtileri nelerdir?
Hipogliseminin titreme, terleme, halsizlik ve baygınlığın yanı sıra çarpıntı, uyuşukluk, bulanık görme, baş ağrısı, mide bulantısı, konuşma zorluğu, irileşmiş gözbebekleri, sinirlilik, huzursuzluk, bilinç kaybı gibi belirtileri vardır.
Şeker içeren yiyecek ve içecekleri tükettiklerinde, hipoglisemi atağı yaşayan kişilerin kan şekeri düzeyleri kısa sürede normale döner. Hipoglisemi acil müdahale yapılması gereken bir durum olduğundan, özellikle diyabet hastalarının yanlarında her an kesme şeker, bal, meyve suyu veya glikoz tableti bulundurmaları önemlidir. Bu tabii ki geçici bir tedavi yöntemidir.
Kalıcı tedavi içinse uzman bir hekimin hipoglisemiye neden olan faktörleri incelemesi ve bir tedavi protokolü gerçekleştirmesi gereklidir. Hipoglisemi teşhisi koymak için kan şekeri, diyabet hastalarında 70 ml/dL’nin, diyabet hastası olmayanlarda 50 mg/dL’nin altında olmalıdır. Hipogliseminin tedavisinde, temel olarak lifli besinlere, tam tahıllı besinlere, kuru baklagillere yoğun yer verip şekerli ve yağlı yiyeceklerden uzak durmayı içeren bir diyetin, üç saatten fazla aç kalmama üzerine kurulu bir beslenme düzeninin önemi büyüktür.
Hipoglisemiye biorezonans terapisi ile de katkı sağlanabilir. Bu amaçla metabolizma, hormonal denge, alerjilerin tedavisi, barsak florası ve bağışıklık sisteminin dengeli hale getirilmesi hipoglisemi hastalarının tedavisini kolaylaştırır.
- Pazartesi12:00 - 17:00
- Salı09:00 - 19:00
- Çarşamba09:00 - 19:00
- Perşembe09:00 - 19:00
- Cuma09:00 - 19:00
- Cumartesi09:00 - 19:00
- PazarKapalıyız